Fyodor, Polonyalı tüccar ailelerin yeşil mermer meleklere sahip eski mezarlarının günlerini geçirdiği mezarlığın Katolik kısmına zar zor fark edilen bir yola saptı… Kapalı mezarlık saklanmak için harika bir yer. Yaprakların arasında bir yaprak, cesetlerin arasında bir beden… Aşırı büyümüş patikada durdu, en yakın mezarlığa baktı, haklı olarak katilin cesedi uzaklara saklamak için bir nedeni olmadığına inanıyordu. Bakmaya başlarlarsa burada her şey alt üst olur ama değilse neden denesinler? Aniden, mahzenin basamağında duran bir cam parçasından bir ışık huzmesi yansıdı. Işın Fyodor’un gözüne çarptı, gözlerini kapadı. Sonra merdivenlere gitti ve parlak beyaz bir taş olan bir kolye ile altın bir zincir aldı. Mahzenin kapısı aralıktı, Fyodor itti ve içeri girdi. Nem ve için için yanan koku burnuna çarptı. Fyodor bakmak için öne eğildi… Dar bir mahzende yerde beyaz bir elbise ve kırmızı bir ceket gördü. Onu buldu…
