SÖĞÜT
Ruhu her şeyi hatırlıyordu. Koca bir şehirde yalnızlığın ne olduğunu biliyordum.
Ve etrafta yanan bir ışık varken sadece karanlığı görmek nasıl bir şey?
Dünyadan kaçıp kitap sayfalarına koştu.
Seçmelerde çığlık attı. Bu çığlık onun içindeydi. Her dakika.
Şeytanlarından kurtulmak ve huzuru bulmak için bu role ihtiyacı vardı. Ve sonra — iz bırakmadan ortadan kaybolun.
Masum umut. Bu milyonlarca lanet olası parçaya ayrılacak.
ICEK
İnce bir bıçaktı. Bir bakışla kesin.
Başka bir dünyadan gelmiş gibiydi. Ona dokunmak imkansızdı.
Öyle bir oynuyordu ki herkesin gözünden yaşlar geliyordu. Ve acı çözülüyordu.
Sahne onun için arınmaya benzer hale geldi: çok fazla öfke ve pişmanlık.
Kendi sesini bulmayı ve bu şehri terk etmeyi hayal etti.
Sahip olduğu tek şey yeteneğiydi. O ortaya çıkana kadar.
