2020 Booker Ödülü sahibi. Öylesine ezici, öylesine dokunaklı ve gerçek bir roman ki, acı veren samimiyetiyle binlerce okur ona aşık oldu. Bu koşulsuz çocukluk aşkı hakkında yürek burkan bir hikaye. Ve ayrıca bağımlılık hakkında, işsizlik tarafından tüketilen bir ülke hakkında ve birazcık bile farklı olduğunuz bir toplumda kendi başınıza olmanın ne kadar zor olduğu hakkında.
90’larda, İskoçya yoksulluk ve işsizlik içinde boğulurken, Agnes Bain daha fazlasının hayalini kurar. Moda kataloglarını karıştırıyor, «sırf bu yüzden» makyaj yapıyor ve çalışamayacak kadar güzel olduğuna inanıyor.
Agnes de içmeyi sever. Ve dahası.
Bu hikaye, Agnes’in her şeye rağmen hayattaki ana kişi olarak kaldığı oğlu Shaggy’ye aittir. Bu aşk, saf, koşulsuz, gerçek, bir aileyi içeriden yok eden bir bağımlılık ve umutsuzca normal olmak isteyen bir çocuk hakkında bir hikaye. En samimi çocukluk hayallerinin çoğu zaman gerçekleşmemesi üzücü.
Agnes Bain, içtiği zaman mışıl mışıl uyuyor. Bebek Shaggy, komodinin üzerine dört kupa koyar. Su — akşamdan kalmayı sakinleştirmek için. Süt — mideyi yatıştırır. Kemiklerdeki gerilimi azaltmak için arta kalan şişmanlık. Diş beyazlatıcı — nefesinizi tazeleyin. Her ihtimale karşı, imzalar: «İçmeyin, TEHLİKELİ.»
Shaggy sadece sekiz yaşında, ama zaten anlıyor: Annesine tüm gücüyle yardım etmek ve herkes gibi “normal bir çocuk” olmak istiyor. Ve hayat, şansın yaver gideceği gibi, çoğu zaman en içten çocukluk hayallerine karşı adaletsizdir.
Kitap küfür içeriyor!
