Rusya’ya karşı savaş, belirli dönemlerde ortaya çıkan anlık bir tarihsel fenomen değil, tüm gelişme mantığı ülkemizin çevrelenmesine veya Rusya’yı sona erdirme girişimlerine dayanan ana jeopolitik ve ontolojik düşmanımız Batı’nın kalıcı bir durumudur. bir medeniyet olgusu.
İster Rurik Rus, ister Romanov Rusya, Sovyetler Birliği, isterse neoliberal Rusya Federasyonu olsun, devletliğimizin ortaya çıkışından bu yana, Rusya ile Batı arasındaki çatışma üzerine, tüm Avrupa tarihinin diyalektiği inşa edilmiştir. Rusya, Batı tarafından hiçbir şekilde kabul edilebilir değildir; bu, Rusya’ya karşı bir savaşın kaçınılmaz hale geldiği ve davranışının parametrelerinin saldırganlığı püskürtmeye hazır olmamıza bağlı olduğu anlamına gelir. Postmodernite ve bilgi toplumu koşullarında Rusya’ya karşı savaş ağ şeklinde yürütülmektedir.
Savaşın felsefi önkoşulları ve onu bize karşı yürütme biçimlerinin dönüşümü — bu, Alexander Dugin’in yeni kitabı «Rus Savaşı» nda tartışılmaktadır.
