Puglia’daki bir köyün sıcak, tozlu meydanında iki anıt var: biri Birinci Dünya Savaşı’nda öldürülenlerin anısına, diğeri İkinci Dünya Savaşı’nda öldürülenlerin anısına. İlkinde tamamen Palmisano adı, ikincisinde ise tamamen Convertini adı var. İki aileden 44 kişi ve hepsi öldü… İtalya’nın güneyinde zeytinliklerle üzüm bağları arasında kaybolan bir köyde bir erkek ve bir kız çocuğu dünyaya geldi. Birinci Dünya Savaşı yeni bitti. Çocukların babaları öldürüldü. Ancak Vitantonio ailesinde sadece babası değil, tüm erkekler öldü. Ve doğan çocuk ailedeki son kişidir. Çocuklar büyüyor, savaş yavaş yavaş unutuluyor, geçmişte kaldı ama herkes için değil. Vitantonio’nun annesi, oğlunu koruma, onu aileyi sarmış gibi görünen ölüm lanetinden kurtarma arzusuna takıntılıdır. Ve oğlunun iyiliği için yalan söylüyor. Onun yalanları, Vitantonio ile aynı gün doğan Giovanna’yı birbirine bağlayacaktır. Ve ufukta onları parçalamakla tehdit eden yeni bir savaşın bulutları toplanıyor. İki dünya savaşı sırasında İtalya’da küçük bir tepenin köyünün kaderi hakkında devasa, uluslararası en çok satan, çarpıcı ve yürek burkan hikaye.
Kitap müstehcen bir dil içeriyor.
