“Moskova’da Mitya’nın son mutlu günü 9 Mart’tı. Yani en azından ona öyle geliyordu.
O ve Katya sabah saat on ikide Tverskoy Bulvarı’na yürüdüler. Kış birdenbire yerini bahara bıraktı, güneşte neredeyse sıcaktı. Sanki tarlakuşları gerçekten uçup yanlarında sıcaklık ve neşe getirmişler gibi. Her şey ıslaktı, her şey eriyordu, evlerden damlalar damlıyordu, kapıcılar kaldırımlardaki buzları ufalıyor, çatılardan yapışkan karlar atıyorlardı, her yer kalabalık ve hareketliydi. İnce beyaz bir duman içinde dağılan uzun bulutlar, nemli mavi gökyüzüyle birleşiyordu. Uzakta Puşkin mutlu bir dalgınlıkla duruyordu, Tutkulu Manastır parlıyordu. Ama en iyisi, o gün özellikle güzel olan Katya’nın tüm kalbini ve samimiyetini soluması, sık sık Mitya’nın kolunu çocuksu bir güvenle tutması ve aşağıdan, biraz kibirli bir şekilde mutlu görünen, o kadar geniş adımlarla ilerlediğini gösteren yüzüne aşağıdan bakmasıydı. zar zor ona ayak uydurdu … «
