Blaise Pascal, “felsefeye gülmek gerçekten felsefe yapmaktır” diyen felsefenin dışında bir filozoftur. Görüşleri Avrupa düşüncesinin genel tablosundan ayrılan paradoksal bir çocuk dahisi.
Dosyalaması ile bir omnibüs Paris’te yolcu taşımaya başladı, basınç paskallarla ölçülür ve aynı zamanda bir Fransız edebiyatı klasiğidir. Erken çocukluktan beri geometriye aşık olan ve fizik ve matematikte din ve felsefeye kadar birçok keşiften geçerek, dini inancın rasyonelliğini gösteren bir argüman olan “Pascal’ın Bahsi” ni bile ortaya çıkardı. Tanrı’ya güvenirken hiçbir şey kaybetmeyiz, ölümsüzlük ve mutluluk kazanırız, ancak ateizm ile her şey o kadar pembe değildir.
L. Tolstoy onu bir «filozof-peygamber» olarak gördü, Napolyon şöyle dedi: «Pascal’ı senatör yapardım.» Onun «düşüncesinin» gücü nedir?
Profesör Andrei Zubov’un tarih üzerine verdiği bir konferansta Pascal’ın «dipsiz uzayını» inceleyelim ve büyük zihni ve «kalbin mantığını» anlamaya çalışalım.
Felsefe.
