«Kazanmak kaybetmek imkansızdır!» — Barbarossa planının geliştiricileri için bu sloganın kulağa nasıl geldiğini tahmin etmek zor değil. Komuta personeli arasındaki tasfiyeleri ve Kızıl Ordu’nun yeniden örgütlenmesinin eksikliğini dikkate alarak Sovyetler Birliği’ne saldırı anının iyi seçilmiş ve «Aşil topuğu» — kaynakların konsantrasyonu ve ülkemizin Avrupa kısmındaki savunma sanayii keşfedildi, ama hayır, gerçeklik, bu kitabın yazarlarının ikna olduğu gibi, olması gerektiği yerde bir virgül koydu. Gerçekleri mitlerden ayıran Elena Prudnikova, yalnızca savaşın ilk aşamasındaki yenilgilerimizin değil, aynı zamanda kaçınılmaz intikamın da gerçek nedenlerini açıklıyor.
Fuhrer’in belirli hatalarının yokluğunda muzaffer bir «yıldırım» olasılığını dışlamayan çağdaşlarımız savaşın tarihini ne kadar iyi biliyorlar? Bu tür spekülasyonları çürütmek için Sergei Kremlev askeri operasyonların sanal versiyonlarını düşünüyor — bizimki ve Wehrmacht. Yazara göre böyle bir yaklaşım, 1941’de olayların gelişiminin kaçınılmaz mantığını nihayet netleştirmeyi mümkün kılıyor.
